Sessiz Katiller: Gıda Terörünün Gerçek Yüzü
Beslenirken Ölmek!
Günümüzde, beslenme adı altında yapılan şey aslında çoğunlukla karın doyurmaktan ibaret. Ama asıl mesele şu ki, beslenirken yavaş yavaş ölüyoruz. Garip değil mi? Gıda teröristleri bu süreci sinsice ve sessizce gerçekleştiriyor. Ne vicdan ne de merhamet kalmış, sadece kazanç peşinde koşan bu kişiler, gıdalarımızla oynayarak sağlığımızı tehdit ediyorlar. İfşa olsalar bile, yüzsüz bir tavırla kendilerini savunup, "Zorla mı yedirdik?" diyecek kadar hadsiz olabiliyorlar.
Maalesef bu duruma maruz kalanlar ya da bırakılanlar, çoğu zaman bilinçsizce hareket ediyorlar. Ucuz olduğu için son kullanma tarihi geçmiş ürünleri satın alıp mutlu oluyorlar. Özellikle büyük market zincirleri, düşük fiyatlı ürünlerle insanları cezbediyor. Ancak gerçekte, bu tür ürünlerin uzun vadede ne kadar zararlı olduğunu göz ardı ediyoruz.
Bugün gelinen noktada, insanlar artık sağlıklı beslenmiyor. Yalnızca karın doyurma çabası içinde olan büyük bir kitle var. Bu da gıda teröristlerine alan açıyor. Ucuz gıdaya ulaşma çabası, insanların kendi sağlıklarından ödün vermesine neden oluyor. Peki neden? Çünkü mecburlar. Ülkemizde kişi başına düşen milli gelir 13 bin dolar civarında. Fakat bu rakam gerçek durumu yansıtmıyor. Sağlıklı beslenme artık bir lüks haline geldi. "Ülkemizde makarna, ekmek gibi karbonhidrat açısından zengin gıdalar, günlük beslenmenin ana unsurları haline geldi. Karbonhidrat ağırlıklı bu beslenme alışkanlığı hızla yaygınlaştı. Maalesef, bu sağlıksız tercihler, obezite ve diyabet gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açarak hepimizi olumsuz etkiliyor."
Bu vahim durumu düzeltmek elbette kolay değil. Ama en azından, insanları bilinçlendirmek ve bu duruma karşı durmak önemli bir adım. Vicdan, en büyük adaletin ta kendisidir. Gün gelecek, bu gıdaları üreten firmalar hak ettikleri cezayı alacaklar. Ancak o güne kadar sağlığımızı korumak için daha dikkatli olmamız gerekiyor.