NN: Şiir kitabın ‘Vedalar da Güzeldir’ yayımlanır yayımlanmaz okurlar nezdinde büyük sükse yaptı, kısa sürede ikinci baskısı da tükendi. Kitabın üçüncü baskısı ne zaman yapılacak?
Yadi Dost: Gerçekten de beklediğimin üzerinde bir ilgi oldu; beni en çok mutlu edense kaliteli bir okuyucu kitlesine ulaşmış olmamdı. Kitabımın ikinci baskısı tamamen tükenmese de adet olarak çok az kaldı. Açıkçası üçüncü baskısının yapılıp yapılmaması pek de önemli değil; sanırım artık yeni şeyler söylemek lazım.
‘En sevdiğim alan felsefe’
NN: ‘Vedalar da Güzeldir’in piyasaya çıkmasından bugüne kadarki süre içinde neler yaptın, neler yazdın, neler izledin, neler okudun? Edebiyatın diğer türlerine mi ağırlık verdin, yoksa daha çok şiire mi yoğunlaştın?
Y.D.: Kitaptan sonra belli bir okuyucu kitlesine ulaşınca şiir dinletisi konusunda da talepler geldi ve biz de bunun üzerinde bir süre pek çok mekânda şiir dinletileri yaptık. Bu dinletiler hayatımın en keyifli anlarıydı diyebilirim. Bunun dışında, bazı dergi ve sitelerde yazarlık da yapıyorum. “Neler okudum,” sorusuna gelirsek, en sevdiğim alan olan felsefeyle haşır neşir oldum, okumalarım bu yönde ağırlık kazandı. Ne mi dinliyorum; tabii ki Blues müzik benim vazgeçilmezimdir her zaman; fırsat buldukça da bilimkurgu filmleri izlemeye çalışıyorum.
‘Edebiyat, hayat karşısında gösterdiğimiz duygusal tepkilerdir’
NN: Yazmak ve yaşamak arasında nasıl bir ilişki var sence? Yazı, yazmak, okumak ya da en genel anlamıyla edebiyat denilince ne anlamalıyız?
Y.D.: Edebiyat denilince benim anladığım şey insan doğası ve duygusudur ve bunu geliştiren de başımızdan geçen ya da tanık olduğumuz olaylara bakış açımızdır. Edebiyat, hayatın bize verdikleri ve aldıkları karşısında gösterdiğimiz duygusal tepkilerdir. Bunu da özgün bir şekilde dile getirmenin tek yolu ise okumaktan geçiyor. Elbette hayal dünyası da önemli bir etken ama yaşamadan ve okumadan yazmak, biraz yavan kalıyor gibi.
‘Çok okudukça çıta hep yükseliyor’
NN: Edebiyat, sinema veya televizyon dünyasında kaleme almayı çok istediğin ama daha önce hiç denemediğin herhangi bir alan oldu mu?
Y.D.: Roman yazmayı denedim ama bunun farklı ve sıradışı olmasını istediğim için fark ettim ki henüz buna hazır değilim. Çünkü çok okudukça çıta hep yükseliyor ve bu yüzden yazdıklarımı beğenmiyorum. Böyle olunca da, “Daha kırk fırın ekmek yemem lazım,” diyorum. Kendimi hazır hissedersem roman yazmayı tabii ki düşünüyorum. Hem iyi bir roman, neden film de olmasın ki?
‘en çok düşündüren ve acı çektiren şey varoluşsal sancılardır’
NN: Sen uzun zamandır çok güzel şiirsel denemeler yazıyorsun. Hatta o denemelerin bazılarını internet sitelerinde de yayınladın ve okuyuculardan çok olumlu geri dönüşler aldın. Yakın zamanda şiir kitabının ikinci baskısıyla birlikte yeni bir kitapla karşılaşmamız mümkün mü?
Y.D.: Evet, eğer kısmet olursa ikinci kitabım şiirsel metinler ve denemeler üzerine olacak. Daha çok varoluşsal meselelere değinen, felsefi yazılar yazıyorum ve bu temaları zaten şiirlerimde de görebilirsiniz. Çünkü bana göre, insanı en çok düşündüren ve acı çektiren şey varoluşsal sancılardır.
NN: Çok teşekkür ederiz bu güzel sohbet için.
Y.D.: Asıl ben teşekkür ederim... Sizlere yayın hayatınızda başarılar diliyorum.
