Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, olası bir İstanbul depreminde etkilenecek bölgeler arasında yer alan Tekirdağ’da, depreme karşı riskli yapıları belirlemek için Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) tarafından kapsamlı bir çalışma başlatıldı. Rektör Prof. Dr. Mümin Şahin’in talimatıyla oluşturulan uzman ekip, yaklaşık 100 bin yapı stokunu tarayarak yapıların durumunu tespit etti. Bu kapsamda, özellikle sahile yakın yapıların tsunamiye dayanıklılığı değerlendiriliyor.
Tsunami Riski Göz Ardı Edilmemeli
Namık Kemal Üniversitesi Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Öğretim Görevlisi Dr. Ahmet Bal, Tekirdağ'ın sadece deprem değil, aynı zamanda tsunami riski taşıdığını belirtti. Bal, Marmara Denizi'nde üç büyük çukurun bulunduğunu ve bu çukurlardan ikisinin Tekirdağ sahillerinde yer aldığını ifade etti. Deprem sırasında bu çukurlardaki çökellerin kayması halinde, Marmaraereğlisi ve Süleymanpaşa gibi sahil bölgelerinde 2 metreye kadar dalga yüksekliği ve dalgaların 50 metre içeriye kadar ilerlemesi bekleniyor.
1999 Depreminin İzleri: Tsunami Riski Tekirdağ’da da Geçerli
1999 yılındaki 17 Ağustos depreminde Çınarcık çukurunun Gölcük bölgesinde 4.5 metreye ulaşan dalgalar oluşturduğunu hatırlatan Dr. Bal, benzer bir durumun Tekirdağ sahilinde de gerçekleşebileceğini vurguladı. Bu sebeple, özellikle sahile yakın yapıların tsunami riskine karşı güçlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Yapılaşmanın Denizden Uzaklaştırılması Gerekiyor
Dr. Ahmet Bal, sahil şeridinde yer alan eski ve dayanıksız yapıların büyük risk taşıdığını ve yapıların denizden uzaklaştırılması gerektiğini ifade etti. Bal, Tekirdağ’da yapılaşmanın denizden geriye çekilmesi ve depremle birlikte tsunamiye dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Kıyı Kanunu'nun uygulanmasıyla, sahilde risk taşıyan yapıların yeniden düzenlenmesi için adımlar atılabileceği belirtildi.
Bu çalışma, hem Tekirdağ’ın hem de çevre illerin deprem ve tsunami riskine karşı bilinçlendirilmesi ve yapıların güvenli hale getirilmesi için bir uyarı niteliği taşıyor.